Bazen çok sıkılıyor canım. Üzülüyorum gördüklerime. Değiştirmek isitiyorum. Kendim değişmek istiyorum. Üzülmemek istiyorum. İnsan olmaktan bıkmış bir "tip" oluyorum. Sonra, kendim de insanlıktan çıkıyorum belki de, çünkü artık "insanlık hali olmayan, insanların yaptığı şeyler"i insan olarak normal kabul edebiliyorum. Demek ki, ben de insanlık dışına çıkmışım.
Para için insanların ölümüne "kaza" diye bakanlara baktıkça üzülüyorum. Beş on kuruş para kazanmak için çalışan elemanının bütün haklarını ihmal eden iş "adamları"na baktıkça üzülüyorum. Ve bütün bunlar karşısında göz yuman "büyükler"i gördükçe içim acıyor. Acıyor, acıyor ama sonra tekrar "acımasız" oluyorum. Ve bu acımasılığıma üzülüyorum.
İnsanların birbirilerine karşı bu kadar kötü niyetle yaklaşımlarına üzülüyorum. Kullanma, sonra da çöpe atma! Hani sakız çiğnedikten sonra attığımız gibi. Yazık oluyor. Birbirimize bu kadar "basit" bakmamız, davranmamız bizi daha da basitleştiriyor ve artık sadece yeme içme peşinde dolaşan bir varlık oluyoruz. Bizi hayvanlardan ayıran özelliklerimiz kaybolunca, biz de ne olduğumuzun farkında olmadan yaşıyoruz. Ve kaybediyoruz bazen!
Bazen çok sıkılıyorum canım. Ve bazen nefret ediyorum kendime.
Aug 31, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
AXTAR
Öyrəndiklərimi paylaşa bildiyim heç kim yox idi ətrafımda. Nə divarlara danışa bimirdim, nə divanlara. Sonra birgün yazmağı öyrəndim, qaralamağı daha doğrusu. İlk dəfə yazıb, ürəyimi boşaldanda isə AZƏRBAYCANIN İLK MARKETING BLOGU çıxdı ortaya.
Bütün hüquqları R.Məmmədov-a məxsusdur. 2008
2 comments:
Hayırdır Rüstem, ne oldu, neye içerledin bu kadar?
Dünya işte-dönüp duruyor!
Post a Comment