Eurax
Marketing Dəftəri Azərbaycan Dilində Yazılan İlk Marketinq Bloqudur!

Apr 18, 2007

WOMM’u attım kenara, keçdim TÜRKLERE!!!

Hansı Türklere? Bizim Türklere; Türkiye Türkleri, Azerbaycan Türkleri. Bes niye Qazax, Qırğız, Türkmen ve.s yoxdu? Çünkü, bu ikisi haqqında, az da olsa bilirem ve menim derdim bunlarladır. Digerleri başaların salıb aşağı işleri ile meşğuldurlar, alemi bir birine qatan, işleri korlayan bu ikisidir.

Bir ölkenin imicinin formalaşmasında ölke iqtisadiyyatının, insanlarının, siyasi veziyyetinin, texnolojik inkişaf seviyesinin ve.s çox tesiri vardır. Bir de markalarının tesiri vardır ki, bu başlı başına bir diplom mövzusudur.

Men bugün esasen meni narahat eden Türkiye ve Azerbaycan vetendaşlarının ölkelerinin imiclerine vurduqları ziyandan behs edecem.

Azerbaycandan Türkiye ve dünyanın başqa yerlerine çalışmağa geden insanlar daha çox elmsiz işçi tebeqedir ki, bu insanlar da ölkelerinin imici haqqında çox da hessas deyiler. İster Rusiya bazarında, ister Türkiye bazarında bizimkilerin özlerini yaxşı göstermemeleri Azerbaycanın imicine zerbe vurur. Bu mövzunu uzatmaq istemirem, amma tesevvür edin ki, bir aralar Lalelide bezi dükkanların qabağında “Rusca bilen eleman aranıyor” yazısının altına bir de “Azeri olmasın” elavesi de edilirmiş. Bunun sebebi de hamınıza melumdur. Bizde biraz “şar üfürüb uçurmaq” geniş yayılıb. Yağmasaq da guruldayırıq ve alçaq dağları sanki biz yaratmışıq kimi bir havamız var. Bu havamızı boşaldsaq, özümüzü “ne cür olur olsun göze girim” psixologiyasından qurtarsaq ela olacaq.

Türkiye vetendaşları da bizim vetendaşlar kimi. İki yay Qazaxstanda oldum. Bir defe mene “A ty Turok?” (Sen Türk müsün?) sözünü ele dediler ki, az qalsın “Neeeet, ya ni Turok” (Yox, men Türk deyilem) demişdim. Yaxşı ki, tez özümü toplayıb meseleni açdım ve Türklerin onun düşündüyü kimi olmadığını, eslinde hamımızın Türk olduğumuzu, bir neçe insana göre bütün bir dövlet, millet, xalq haqqında menfi düşünmenin yanlış olduğu haqqında danışdıq. Esas odur ki, razılaşdıq.

Bir veya bir neçe fakta dayanaraq (çox vaxt mentiqli bir esası da olmur) ölkeler ve xalqlar haqqında fikirlerin formalaşması çox yaygın hadisedir. Men demirem ki, bu hemişe beledir. Meselen, Türk iş adamları haqqında menfi düşünceler sadalananda ilk sırada “istismarçı” sözü gelir ki, bunun bir esası var. Türkiyeli iş adamları Azerbaycan, Qazaxstan, Türkmenistan kimi daha kiçik ölke insanlarını da çox vaxt kiçik görür ve heqiqi menada istismar edirler. Bir de unudurlar ki, bu ölkelerde Türkiyede olan “Patronluq sistemi” yoxdur veya çox az seviyededir. Bunu, öyrenmeleri ve olduqları ölkenin medeniyeti, iş kültürü, yazılmayan qayda-qanunları haqqında melumatlı olmaları lazımdır ki, çalışanları ile problem yaşamasınlar.

Bundan evvel ağızdan ağza marketing haqqında yazmışdım. Bax bu mövzuda ağızdan ağza marketing inanılmaz derecede tesirlidir. Milyon dolarlar xerclenir ölke imici reklamları üçün, ancaq bir Azerbaycanlının İstanbulda yediyi şokoladın kağızını yere atması her şeyi alt üst edir.

Bu mövzu haqqında o qeder geniş yazmaq olar ki….Ancaq, hessas ve biraz da tehlükeli mövzudur. Bir balaca sehv yazsam, alem qarışar birbirine. Kaş ölkeden kenara çıxanda hessasiyetimizi daha da artırsaq. Hessas olsaq deyil haaaa, “hessasiyetimizi biraz daha artırsaq”!!!

4 comments:

h k said...

güzel bir yazı olmuş tebrik ederim,
gel gör ki dediğin gibi dışarıya çalışmaya giden insanlar ülke imajı hakkında hassas olmayan ya da bunun öneminin farkında olmayan insanlar, belki de bu insanları yollamadan önce bir seminer vermek lazım bakın ülke imajı bu kadar önemlidir diyerek:) bu konunun önemini bilenlerin çözüm önerilerini de getirmeleri gerekir ve bu konu üzerinde önemle durulmalıdır....

Rüstəm Məmmədov said...

Yorumun için teşekkürler Hüseyin,
Bir kaç gündür internete ulaşımım olmadığı için erken cevap yazamadım, kusura bakmayın lütfen.

Bir seminere tabi tutulmaları pratik olarak belki de imkansızdır ama, gerçekten bunun bir öneminin bir şekilde aktarılması lazım.

Meseleyi biraz daha daraltacak olursak, bazı kesimlere veya kimselere yönlendirme amaçlı bir eğitim verilebilir ama, bunun genel itibarı ile insanların anlayışına ve kültürüne kalmış bir şey olduğuna inanıyorum.

Mesela, Azerbaycanlı öğrencilere ve Türk iş adamlarına bu konular bir şekilde anlatılabilir, hatta belki de kontrol amaçlı bir sistem de oluşturulabilir, ama kalkıp Türkiyê'ye çalışmaya gelen bir azerbaycan vatandaşına bunların anlatılması zordur.

Türk iş adamlarına eğitimin verilmesi ise kolaydır. Hatta şöyle söyleyim. Burdan çalışmaya giden vatandaşların çoğusu yine orada Türk işadamlarının şirketlerinde çalışıyor.Eğer şirket sahipleri bu konuda bilgilendirilirse, bunun diğer çalışanlara da yansıması mutalak olacaktır. Bu hangi oranda olur tam bir şey söyleyemem. Ama, mutlaka olur diye inanıyorum.

Saygılarla...

h k said...

aslında normalde iş adamlarının bunların zaten farkında olması beklenir, ama farkında değillerse yinede belki de tobb,ito vb gibi odaların üyelerini uyarması gerekir,eğer bu odaların dikkati çekilebilirse bu bir çözüm olabilir ...

Rüstəm Məmmədov said...

Evet katılıyorum.
Herkesin bunun bilinç ve şuurunda olması lazım.
Kimse, kabuk değiştirilmesi gerektiğini savunmuyor ama uyulması gerekenlere uyulması, yapılmaması gereken hareketlerin de kontrol altına alınması lazım...

Teşekkürler Hüseyin..