İşe yeni başladığımı sildiyim blogumda yazmışdım. Bu blogda ilk defedir yazıram herhalda.
İlk günden etibaren "süreç yönetimi" (Process Management-PM) qavramını eşidirem demek olar ki. PM'in Azerbaycan dilinde, terminologiyada nece adlandırıldığını bilmirem, amma yeqin ki, Proses İdareetmesidir. Sağolsunlar, çox deyerli iş yoldaşlarım öz bildiklerini menimle paylaşdılar ve men de mümkün olduğu ölçüde bir neçe başqa menbeye de baxdım. Ye'ni, bu mövzu haqqında çox bilgi sahibi deyilem.
Neyse, esas mesele bu PM deyilen şeyin mentiqi ve ne üçün olduğudur. Proses deyilen "şey"in bir girenleri var, bir de çıxanları. Proses idareetmesinin de esas meqsedi proses müddetini qısaltmaq, tekrar prosesleri aradan çıxartmaq ve en esası da şirketde bir bütün prosesin var olduğunu ortaya çıxararaq departamentlerin birlikde fealiyyetini temin etmekdir. Cümle qarışıq oldu. Tekrar yazım?
PMin esas meqsedi, şirketin böyük kiçik bütün fealiyyetlerinin zamanını qısaltmaq, faydalılığını artırmaq ve maliyetleri düşürmekle birlikde karlarını da artırmaqdır.
Tekrar yazmadım, çünkü eger tekrar yazsaydım PM haqqında az çox oxuduqlarıma xeyanet ederdim!!! PM haqqında yazı yazıb, sonra da tekrar etmek ne qeder mentiqlidir?
İndi keçim başlığa! Marketing birbaşa müşteri ile elaqeli olduğuna ve şirket fealiyyetlerinin bir terefinde hemişe müşteri olduğuna göre bütün proseslerin eslinde bir terefi marketingi "maraqlandırır". İsmai KAYA hocamın derslerde hemişe dediyi bir söz vardı,"Marketing büdcesi deye bir şey olmaz, şirketin bütün fealiyyetleri onsuz da marketing fealiyyetidir". Process Management bir şirket içerisindeki fealiyyetlerin birbiri ile uyumlu şekilde çalışmasını temin etmek üçün var. Ye'ni, şirket içerisindeki her departament ayrı ayrılıqda, öz başına fealiyyet göstermir, şirketin daha evvelden yazılı şekilde mueyyenleşdirilmiş hedeflerine çatmaq üçün birlikde fealiyyet gösterir. Fikirleşin ki, Reklam şöbesi Marketing strategiyasını hec vecine de almadan özünün gözüne, könlüne xoş gelen bir reklam layihesi hazırlayır, satış Marketing'in bütün gün "müşterileri nece daha da menun etmek olar?" sualına cavab axtarması ve bu yönde fealiyyetlerini qulaqardı ederek, özünün daha "mentiqli" gördüyü bir şekilde fealiyyet gösterir, Marketing departamenti Satışı ancaq, mal verib pul alan olaraq görür, yene Marketing departamenti şirketin strategiyalarını bir terefe qoyub özünün planlarını reallaşdırmağa çalışır.İndi deyeceksiniz ki "yuxarıda ....şirketin bütün fealiyyetleri marketing fealiyyetidir" yazmısan, bu axı indi dediyinle ziddir.
Bir şeyi deqiqleşdirek: şirketing bütün fealiyyetleri marketing fealiyyetidir, çünkü bütün fealiyyetlerin başında müşteri var. Başında müşteri olan her fealiyyet Marketing fealiyyetidir. Ancaq, bu o demek deyil ki, bütün fealiyyetler Marketing departamentine bağlıdır. Marketing departamenti özü de marketing fealiyyetlerinin bir parçasıdır.
Bir şeye başlamaq esasdır. Pis başlayıb pis davam etmek var, pis başlayıb yaxşılaşdıraraq davam etmek var. Amma, en pisi de odur ki, başlamadan pis davam edesen!
PM mövzusunda mütexessis olanlara veya özünü bu mövzuda bilgin sayanlara soruşuram, SİZCE ŞEXSLER Mİ PROSESDEN, YOXSA PROSES Mİ ŞEXSLERDEN ASILI OLMALIDIR? Eger "bunun iki ucu da açıqdır" deyirsinizse, COMMENT yazın. Paylaşaraq öyrenek! Men de PM haqqında çox az bilirem!
Mar 14, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
AXTAR
Öyrəndiklərimi paylaşa bildiyim heç kim yox idi ətrafımda. Nə divarlara danışa bimirdim, nə divanlara. Sonra birgün yazmağı öyrəndim, qaralamağı daha doğrusu. İlk dəfə yazıb, ürəyimi boşaldanda isə AZƏRBAYCANIN İLK MARKETING BLOGU çıxdı ortaya.
Bütün hüquqları R.Məmmədov-a məxsusdur. 2008
4 comments:
Sevgili Rüstem,
Çok feci bir konuya dalmışsın, haberin olsun. Neden diyecek olursan; marketing departmanına sorsan en kritik nokta pazarlamadır, çünkü pazarlama satışı gerçekleştiremezse diğer bütün departmanlar anlamsızlaşır, hatta firma ortadan kalkar. Üretime sorsan, onlar üretmezse pazarlama neyi pazarlayacak, finansmana sorsan onlar bütçe vermezse pazarlama neyle pazarlayacak... Bu böyle gider, çünkü herkes kendi departmanının en kritik pozisyonda olduğuna dair eğitim alır.
Sadece departmanlar arası da değil, mesela pazarlama içinde pazarlamaya sorsan en önemlisi pazarlamadır ve tüm iletişim araçları pazarlamanın yönetimine verilmelidir. Reklamcılara sorsan (hepsi değil tabii ki) pazarlamanın merkezi reklamcılardır ve tüm pazarlama reklam çerçecesinde şekillenir, çünkü reklam pazarlama iletişiminin en önemli aracıdır ve pazarlama iletişim demektir. Mesela bir halkla ilişkiler uzmanı olan İzzet Bozkurt "Bütünleşik Pazarlama İletişimi" adlı kitabında halkla ilişkilerin şirket yönetiminin hemen altına ve diğer tüm departmanların üzerine yerleştirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Yani içinden çıkılacak gibi değil, herkesin kendine göre bir öncelik sıralaması var ve bu sıralamaya göre konuşuyor. Benimkini sorarsan ben bir pazarlamacıyım.
Gelelim şu herşey pazarlamadır görüşüne. Temelde doğru bir görüş olsa da kelimeleri doğru seçmek lazım. Zira herşey pazarlamadır demektense, herşey iletişimdir demek daha doğru. Sekreterin telefonla konuşmasından internet sitesine, ambalajdan çaycıya kadar herşey iletişimdir. Pazarlamanın görevlerinden biri ve en önemlisi iletişimi kurgulamaktır. Kurgulanan şey ise mesajdır. Mesajları 4 gruba ayırmak lazım:
(1) Planlanmış mesajlar: Reklam, broşür, halkla ilişkiler gibi yollarla aktarılan, şirket tarafından kurgulanmış mesajlardır.
(2) Taşınan mesajlar: Planlanmamış, ancak müşteri zihninde o marka için algı yaratabilecek mesajlardır: satış personelinin müşteriyle iletişimi, sekreterin telefonla konuşma biçimi, bir ürünün kullanımıyla duyulan his vs.
(3) Plan dışı mesajlar: Şirket dışı gelişen ve şirketin direkt olarak kontrol altında tutamayacağı mesajlardır; köşe yazarlarının yorumları, tüketici derneklerinin tavrı vs.
(4) Algılanan mesajlar: İlk üç mesaj markadan müşteriye yönlüdür. Bu ise müşterinin o mesajlardan ne kadarını aldığı ve bu aldıklarından edindiği toplam izlenimdir.
Pazarlama iletişiminin görevi ilk üç mesaj grubunu olabildiğince doğru yönetmek ve 4. grupta olabildiğince anlamlı bir algı yaratmaktır.
Doğru, bütün faaliyetlerin başında müşteri vardır, ancak bütün faaliyetler müşteri bazında yürütülmez gerçekte, yürütülemez. Keşke olabilse. Yani bütün faaliyetler yalnızca pazarlamacılar için pazarlamaya bağlıdır.
Gelelim şu PM mevzusuna; süreç yönetimini zaten tanımlamışsın. Amaçları da tanımın içerisinde yer alıyor, uzatmaya gerek yok. Süreç yönetiminin kritik konusu tüm şirketi belli bir sürecin varlığından, bu süreç sonunda ulaşılacak hedeflerden ve hedeflere ulaşılması için farklı departmanların görevlerinin ve kendi hedeflerinin net olarak tanımlanmasıdır.
Her departman yöneticisi kendi başarılarını maksimize etmek ister. Ancak genelde her departmanın maksimum başarısı, şirketin maksimum başarısını sağlamaz. Zira departmanların hedefleri arasında çakışmalar vardır. Örneğin finansman için yıl sonunda karlılık oranlarının veya likit seviyesinin en yüksek olması iyidir, ancak bunlar pazarlamanın çalışma alanını kısıtlar. Üretim için birim başına minimum üretim maliyeti iyidir, ancak bu bazı durumlarda pazarlamanın hedeflerine ulaşmasını engeller. Pazarlama için maksimum iletişim iyidir, ancak bu da finansmanın yıl sonu raporunda istemeyecekleri rakamlara sebep olur. Pazarlama daha çok ve sürekli yenilenen ürünler ister, ancak bu da üretimin verimliliğine gölge düşürür vs.
Departmalar arası bu hedef çatışmalarını ortadan kaldırmak, her departman için optimum hedefler ile şirketin maksimum fayda sağlamasına odaklanmak, her şirket için çok önemli bir yönetim ve planlama konusudur.
Bundan fazlası ise lüzumsuz bilgidir bence.
Saygılar...
Bülent bey yorumunuz, daha doğrusu konuyu aydınlattığınız için teşekkür ederim.
Ne güzel okuyup öğreniyoruz. Gerçekten çok teşekkürler.!
rüstem bu geder gozel ve maraqlı bi blog actıgın üçün önce tesekkur ederim.Mence bu blog bir eksikliyi tamamlayır ve insanların marketinge bir az daha farklı açıdan bakmalarını sağlayır.Men bir yorum deyilde bir teklif yazmag isteyirem.Sence bugunlerde bizde keçirilen Novruz Bayramını nece markenig vasitesi kimi kullanmag olar ve buda bir markamıdır.Tesekkür edirem elçin
Elçin, evvela gözel sözlerin üçün teşekkürler.
Novruz Bayramı haqqında daha geniş yanaşma ola biler. Mesele, ondadır ki, sadece Novruz deyil, bütün bayramlar eslinde bir fürset olaraq istifade olunur. Yeni il, qabağı insanların alış veriş meyilleri artır ve çox böyük ekseriyyet yeni nelerse alır. Bu meyli özüne çekmek isteyen markalar da birbirinden ferqli (eslinde bir birine çox benzer endirim kampaniyaları) fealiyyetler heyata keçirirler. Sevgililer gününün veya başqa herhansı bir bayramın daha şahşahalı keçmesini isteyen firmalar eslinde özleri bir baxıma insanları buna yönlendiriler. Sevgililer günü hediyelik eşya ve çiçekçilerin bayramıdır eslinde:
Bayram tebrikleri ile de markalar bir xatırlatma mesajı yayınlayırlar eslinde.
Novruz Bayramı Azerbaycanda alışverişin arttığı, baharın gelişi ile insanların daha çox küçelere çıxdığı, qohum eqraba ziyaretleri artdığı üçün hediyye almaq kimi alışqanlıqların olduğu bir bayramdır.
Alış verişin arttığı dövrde bizim xırda küçe satışcılarından tut, böyük alışveriş merkezlerine geder bütün satıcılar qiymetleri iki qat qaldırırlar. Bunda az da olsa, baha satıb çox qazanmaq ve "nece olur olsun onsuz da millet alacaq" mentiqi ile yanaşma var.
Ancaq, daha geniş düşünülerek ferqli kampaniyalar heyata keçirile biler. Meselen, bu bayram erefesinde men heç xatırlamıram ki, hansısa geyim markası bir kampaniya başlatsın. Ancaq, özün de bilirsen ki, bu dövrde bayram ehval ruhiyesi ile insanlar onsuz da alışveriş merkezlerinin etrafında gezirler.Qapının ağzına geder gelen müşterini içeri çekmek üçün bir kampaniya başlatmaq mentiqli olmaz mı?
Qısaca onu demek isteyirem ki, Bayramlar hemişe fürsetlerle doludur. Fürset bu fürsetdir deyib baha mal satmağa çalışmaq yerine, daha geniş düşünülerek fealiyyetler keçirile biler. Bu sadece endirim kampaniyaları veya hediyyeli promosyonlar olmaya biler. Belke de böyük bir şenlikle yeni bir mehsulun veya markanın tanıtmaq olar. Düşünen olsa, fürset çoxdu.
Hörmetle......
Post a Comment